Immanuel
Felsefesi ve Estetiğe Yaklaşımı
Kant'ın
Hakan ŞEYŞANE
Sunum İçerİğİ
Immanuel Kant
Yaşamı
Felsefesi
Kant'a Kadar Gelİnen Süreç
Kant'ın Estetİğİ
Estetiğe Yaklaşımı
Bağımsız ve Bağımlı Güzellik Kavramları
Yücelik
Immanuel Kant
Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biridir ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiştir.
Immanuel Kant
Kant, eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilir. Hep doğduğu yerde yaşadı.
Doçent derecesi aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye
başladı. 1770'ten sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.
12 şubat 1804'de Königsberg'te öldü.
Yaşamı
Immanuel Kant
Kant'ın Felsefesi'nden bahsedebilmek için önceki süreçlere değineceğiz.
Felsefesİ
M.Ö. 4. YY
Diyar diyar dolaşarak para karşılığı Felsefe öğreten "sofistler" (Heraklit, Thales, Zenon...)
Sokrat, Platon ve Aristo'yu yetiştirmiştir.
THALES
Thales, her şeyin başındaki ilk maddeyi, ilk nedeni, ilk şeyi aradı.
Ve cevabına "su" dedi.
Cevap saçma olsa da, felsefe dünyası sonraki 2600 yıl boyunca en çok bu soruyu sordu.
SOCRATES
Atinalıların dinini ve tanrılarını eleştiriyor diye
501 kişilik halk oylamasıyla idama mahkum edildi.
Socrat kendi deyimiyle, sorduğu sorularla herkesi rahatsız eden bir at sineğiydi.
PLATON
Hocası Socrat'tan devraldığı bayrakla
"İdealar Kuramı'nı" oluşturdu.
"Gerçek bilgi sadece idealar dünyasından edinilebilir; yani gözlem ve deney yerine düşünerek hakikate ulaşabiliriz. "
ARISTO
İdealar Dünyası'na karşı çıktı ve;
"Gerçek bilgiye duyularımız ve algılarımızla ulaşabiliriz. "
dedi.
Atina Okulu (ya da İtalyanca Scuola di Atene), İtalyan ressam Raffaello Sanzio tarafından 1509-1511 yılları arasında yapılmış fresk. Atina Okulunda ana konu felsefe ve astrolojiyi ilahiyat ile bağdaştırmaktır. Fresk Vatikan'da Stanza della Segnatura'da bulunmaktadır.
DESCARTES
Düşünüyorum o halde varım.
Var olduğumu nasıl tanımlayabilirim diye düşünüyorken tüm bu süreçleri var olmayan ya da rüyada olan birinin "düşünebilmesinin" mümkün olmadığını fark eden Descartes düşünce varlığa delildir der.
DAVID HUME
Bir ağaç, bir göz, bir canlı görürüz evet bunlar tasarlanmış gibi durabilir ancak olası bir tasarımcı hakkında bu ihtimalin dışında başka ne söyleyebiliriz? Söyleyebileceğimiz tek şey "bunların tasarlanmış gibi göründüğü"dür. bunlar tasarımcının varlığına delil değildir.
JEAN JACQUES ROUSSEAU
Hume'un arkadaşı Jean-Jacques Rousseau krallar alaşağı edildikten sonra devletlerin nasıl olabileceğine kafa yorar. "Toplum Sözleşmesi" isimli kitabını yazar.
Rousseau'ya göre "İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur."
Bugün Türkiye de dahil olmak üzere dünya genelinde devlet sistemleri aşağı yukarı Russocudur.
KANT'IN FELSEFESİ
Kant öncelikle bir sınanmaya ihtiyacı olmayan bilgiyi sundu. mesela 2+2=4 sınanmaya ihtiyacı olmayan ve yeni oluşturulmuş (sentetik a priori) bilgidir. en nihayetinde amaç hakikati aramaksa insanı hakikate götüren yol doğru bilgidir ve bilginin tasnifinin yapılması gerekir.
İşte Kant bu tasnifi analitik ve sentetik şeklinde iki kısma ayırdı. analitik yani tanımın kendisinden gelen bilgidir:
"Tüm memeliler yavrularını emzirir" gibi.
Kant'tan önce sadece deney ve gözlem yoluyla elde edilen bilginin doğru olduğu tanımlanmıştı.
Doğru bilginin dolayısıyla da doğru olanın tanımını yaptıktan sonra ahlaka odaklanan Kant, modern insan hakları teorisinin özünü bulmuştur: "ya herkes böyle yapsaydı." Ona göre ahlaklı olma yolunda "koşullu buyruk" ve "koşulsuz buyruk" ayrımı vardır. Koşulsuz buyruklar: Çalma!, Öldürme!, Yalan söyleme!, Zarar verme!... Koşullu buyruklar: "Eğer şöyle istiyorsan böyle yap".. Koşulsuz buyruklar hiç bir şart altında değişmez.. Sonucu iyi bir şey bile olacaktı ise yalan söylemek ya da bir şey çalmak her daim kötüdür.
KANT ESTETİĞİ
Estetik deneyim ve estetik yargı kesin kurallara bağlı olamaz Kant'ın anlayışında. Çünkü bir şeyi güzel yapan hiç bir sebep yoktur aslında, bizdeki etkisinden başka. Ve bu anlamda bütün estetik deneyim özneldir. Aslında hepimiz estetik yargıların öznel olduğunu söyleriz ama diğerlerinden de bizimle aynı fikirde olmalarını bekleriz.
KANT ESTETİĞİ
Kant da bunun farkındadır ve estetik deneyimin öznel olduğunun yanı sıra, bir resmi, senfoniyi, manzarayı vs. 'güzel' olarak kabul edebilmek için onu güzel bulan her insanın, o resme, senfoniye ya da manzaraya karşı duyduğu öznel yakınlıktan kurtulabilmesi gerektiğini söyler.
KANT ESTETİĞİ
Eğer ben resimde sürrealizm delisi isem, her Dali portresine hayran kalabilir "ne harika." naraları eşliğinde izleyebilirim. ama bu sadece resmin benim 'hoşuma' gittiği anlamına gelir. Ben o resimden gerçek estetik hazzı kafamdaki bütün ön yargılardan arındırdığımda alabiliyorsam, o zaman o resim 'güzel'dir. Bu kapsamda bakınca da, ben biraz önceki şartları sağlayarak güzel diyebiliyorsam, kalan herkes her türlü ilgisinden, ön yargısından bağımsız olarak baktığında aynı hazzı alacak ve güzel olarak tanımlayacaktır.
KANT ESTETİĞİ
Buradan 'güzel' nesneldir sonucuna varırız. Nesnelliğini koruyamadığı vakit ise ona 'güzel' değil, 'hoş' deriz. Bana güzel geldi'den ziyade, benim hoşuma gitti deriz. bu 'hoş' olma olayını biraz daha duyulara bağlamakta Kant.
BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ GÜZELLİK
Bağımsız güzellik hiç bir kavrama, mantığa, bilişsel aktiviteye ihtiyaç duymaz. Sadece bir nesneye bakarak ve onunla ilgili hiçbir ek bilgiye, kavrama ihtiyaç duymaksızın onun güzel olduğunu söyleyebiliriz.
BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ GÜZELLİK
Kant, biz aslında o nesnenin neden orada o şekilde olduğunu anlayamayız, amacını bilemeyiz, aklımız almaz bunu, hem belki de amacı yoktur. Ama ona bakarken sanki o bize amacını sergilermiş gibi görünür. Hayal gücümüzle anlama yetimiz birbiriyle çatışır. İşte öyle hayran hayran bakmamızın nedeni budur. Bizde yarattığı etki budur ve biz de buna 'güzel' deriz. Bu süreçte aktif olan duyularımızdır, aklımız değil. Bu yüzden Kant saf estetik deneyimin, kavramsız, akıldan bağımsız olması gerektiğine parmak basar. Bu yüzden bu şekilde deneyimlediğimiz güzelliği bağımsız güzellik olarak niteler.
BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ GÜZELLİK
Bağımlı güzellik kavramında ise,
o nesnenin, varoluşu, amacı, bize sağladığı fayda ve onunla ilgili olan şeylere karşı hissettiğimiz duygular ön plandadır.
YÜCELİK
Kant'ın Estetiği'ni oluşturan kavramlardan biri de Yüceliktir.
Burada diğer kavramlardan farklı olarak insan aklı devreye girer. Yani güzel oluşundan bahsettiğimiz şeyin büyüklüğü boyutsallığı ya da gücü, ulaşılamazlığı söz konusu olduğundan, düşünceden bağımsız değildir.
YÜCELİK
Kant Yücelik Kavramı'nı ikiye ayırır.
Matematiksel Yücelik
Dinamik Yücelik
YÜCELİK
Matematiksel Yücelik, nesnenin boyutuna, büyüklüğüne yöneliktir. Piramitler, nihayetinde basit bir üç boyutlu geometrik şekildir. Fakat onu güzel yapan şey büyüklüğüdür.
YÜCELİK
Dinamik Yücelikte ise insan o nesne karşısında dehşete düşebilir. Buradaki korku kavramı, Doğa'ya ait olan yapılara yönelik, insanın kontrolünü aşan boyutlarla ilgilidir.
Doğa'nın ne kadar güçlü olabileceğini anlar ve"güvenli bir korkunun" bizi esir almasına izin veririz.
Immanuel Kant'ın Felsefesi ve Estetiği
By Hakan Şeyşane
Immanuel Kant'ın Felsefesi ve Estetiği
- 2,897